Follow
Abonelik Formu

Bilim İnsanları İnsan Beyninin Hafızası ile İştahı Arasındaki Bağlantıyı Keşfederek Obeziteye Işık Tutuyor

Yeni araştırmalar, hafıza ve iştah düzenlemesinden sorumlu beyin devrelerindeki bozulmuş sinirsel bağlantılar ile bireyin vücut kitle indeksi (VKİ) arasındaki anlamlı korelasyona ışık tutuyor. Bu ilişki, özellikle aşırı yeme bozukluğu (AYB) gibi yeme davranışıyla ilgili bozukluklarla boğuşan ve sonuçta obezite ile sonuçlanabilen bireyler arasında belirgindir. Çalışma çok önemli bir bulguyu vurgulamaktadır: Obezitesi olanlar iki hayati beyin bölgesi olan dorsolateral hipokampus (dlHPC) ve lateral hipotalamus (LH) arasında bozulmuş bağlantılar sergileme eğilimindedir. Bu bozulmanın ödüllendirici yemeklere veya ikramlara düşkün olma ihtimaliyle karşı karşıya kaldıklarında duygusal tepkileri yönetme ve kontrol etme kapasiteleri üzerinde etkileri olabilir.

APA 7: ChatGPT. (2023, August 31). Scientists Uncover Connection Between Human Brain’s Memory and Appetite, Shedding Light on Obesity Causes. PerEXP Teamworks. [Article Link]

Çalışmanın bulgularının önemi kıdemli yazarın Penn Medicine ve Onbaşı Michael J. Crescenz Gaziler İşleri Tıp Merkezi’nde Nöroşirürji doçentliği ve Stereotaktik ve Fonksiyonel Nöroşirürji Şefi olan Casey Halpern’in görüşleri ışığında daha da belirgin hale geliyor. Dr. Halpern, bu keşiflerin belirli bireylerin beyin bölgelerinde obezite riskini artıran temel farklılıkların altını çizdiğini vurguluyor. Düzensiz beslenme ve obezite gibi durumların ele alınmasının saf iradenin ve daha sağlıklı beslenme seçimlerinin ötesinde bir bakış açısı gerektirdiğini vurguluyor. Bu bireylerin gerçekte ihtiyaç duydukları şeyin, beyin bağlantılarındaki yanlış hizalamaları düzeltebilecek usta bir elektrikçiye benzer bir terapötik müdahale olduğunu belirtiyor.

Bellek işlemeden sorumlu serebral alanda yer alan dlHPC (Dorsolateral hipokampus), bedensel dengeyi veya homeostaziyi korumakla görevli bir bölge olan LH (Lateral hipotalamus) ile tam bir tezat oluşturuyor. Daha önceki çalışmalar insan hipokampüsündeki fonksiyon kaybı ile obezite gibi durumlar ve aşırı yeme bozukluğu gibi ilişkili bozukluklar arasında bir bağlantı olduğunu tespit etmişti. Bununla birlikte obezite ve yeme bozukluğu olan bireylerde hipokampusun rolünün araştırılması, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi görüntüleme tekniklerinin ötesinde oldukça zorlu olmuştur.

Çığır açan bir yaklaşımla araştırmacılar Epilepsi İzleme Birimi’nde hâlihazırda elektriksel beyin izlemesi yapılan hastalardan yararlandı. Katılımcıların beklediği ve ardından ödüllendirici bir ikram (Çikolatalı milkshake) aldığı beyin aktivitesini gözlemleyerek araştırmacılar hem dlHPC’nin hem de LH’nin eşzamanlı aktivasyonunu gözlemledi. Bu ortak aktivasyon, ödüllendirici yemeğin beklenti aşamasında meydana geldi. Bu fenomen, Mayo Clinic’ten ortak yazarlar Kai Miller (MD, PhD) ve Dora Hermes Miller (PhD) tarafından öncülük edilen yenilikçi uyarım teknikleri ile yeniden doğrulandı.

Özellikle obezitesi olan bireyler arasında araştırmacılar hipotalamus-hipokampus devresindeki bozulma ile vücut kitle indeksi (VKİ) arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya çıkardılar. Bu bağlantı, daha yüksek VKİ’lerle giderek bozuldu ve kritik ilişkiyi daha da vurguladı.

Bu karmaşık bağlantıyı güçlendirmek için Halpern’in ekibi, beyin dokusunu analiz etmek amacıyla “Beyin temizleme” olarak bilinen bir teknikten yararlandı. Bu analizde LH’de üretilen beslenme davranışının düzenleyicisi olan melanin konsantre edici hormonun (MCH) varlığı ortaya çıktı. Şaşırtıcı bir şekilde MCH’nin varlığı dlHPC’de lokalize oldu ve başka hiçbir yerde yoktu. Bu da bu iki bölge arasındaki bağlantıyı etkili bir şekilde kanıtlıyor.

Dr. Halpern yeni bir bakış açısını ifade ederek şunları kaydetti: “Tarihsel olarak hipokampus, obeziteye veya buna katkıda bulunabilecek düzensiz yeme davranışlarına değinen bir odak noktası olmamıştır.” Ekibin bu araştırma bulgularını iki farklı yoldan kullanma arzusunu dile getirdi: Gelecekte obezite geliştirme riski taşıyabilecek bireyleri belirlemek ve yenilikçi terapötik yaklaşımlar oluşturmak. Bu yaklaşımlar hem invaziv olmayan teknikleri hem de potansiyel olarak daha invaziv müdahaleleri kapsayabilir. Bunların tümü, obeziteyle boğuşan bireylerde normdan sapıyor gibi görünen hayati sinir devresinin düzgün işleyişini yeniden sağlamayı amaçlamaktadır.

Kaynaklar

  1. JOURNAL Barbosa, D.A.N., Gattas, S., Salgado, J.S. et al. (2023). An orexigenic subnetwork within the human hippocampus. Nature. [Nature]

Yorum Yap

Related Posts
Total
0
Share