İnsan ve köpek arasındaki binlerce yıllık ortak yaşam sadece sadakat ve dostlukla sınırlı değil. Ortaya çıkan bulgular köpeklerin hastalık teşhisi konusunda tuhaf bir yeteneğe sahip olduğunu gösteriyor. Özellikle kanser gibi karmaşık hastalıkların erken evrelerini bile algılayabildikleri düşünüldüğünde bu canlıların tıp dünyası için taşıdığı potansiyel daha da netleşiyor. Peki bu yetenek nasıl işliyor? Bilim insanları köpeklerin hastalıkları hissetmesi sorusunu geçmişte defalarca cevapladı!
Bu konu ilk kez 1989’da The Lancet dergisinde yayımlanan bir vaka raporuyla gündeme geldi. Köpeğinin cilt lezyonunu sürekli kokladığını ve ısrarla ısırmaya çalıştığını fark eden bir kadının doktora gitmesi sonucu melanom teşhisi konulmuştu. [1] Bu olay bilim dünyasında köpeklerin hastalık teşhisi yeteneğine dair ilk somut veri olarak kayıtlara geçti. 2006’da Integrative Cancer Therapies dergisinde yayımlanan bir çalışmada eğitimli köpeklerin akciğer ve meme kanserini %88-99 doğrulukla tespit ettiği belirtildi. Bu sayılar kanser tarama yöntemleriyle kıyaslandığında oldukça etkileyici. [2]
Köpeklerin burunlarında yaklaşık 300 milyon koku alma reseptörü bulunur. İnsanda bu sayı 5-6 milyonla sınırlıdır. Ayrıca köpeklerin beyninin koku alma ile ilgili bölgesi insanınkinden 40 kat daha büyük. Bu anatomik avantaj onların kanserli hücrelerin yaydığı uçucu organik bileşikleri (VOC’lar) algılamasını sağlıyor. Kanser hücreleri sağlıklı hücrelerden farklı metabolik süreçlere sahip olduğu için benzersiz kimyasal izler üretiyor. İşte köpeklerin kanser teşhisi tam da bu noktada devreye giriyor. Eğitimli köpekler idrar, nefes veya deri örneklerindeki bu mikroskobik ipuçlarını ayırt edebiliyor. [3]
Günümüzde köpekler prostat kanseri yumurtalık kanseri ve hatta COVID-19 gibi hastalıkların teşhisinde test ediliyor. Örneğin, yapılan bir çalışmada bir Belçika Malinois çoban köpeği prostat kanserini %91 doğrulukla tespit etti. Bu rakam PSA testinin yanılma payı düşünüldüğünde devrim niteliğinde. [4] Ancak köpeklerin klinik kullanımı henüz yaygın değil. Bunun nedeni eğitim sürecinin uzun ve maliyetli olması. Ayrıca köpeklerin performansı motivasyon ortam ve eğitmenle ilişkisi gibi faktörlerden etkilenebiliyor. Kısacası çevresel faktörlerden etkilenebilirlik, oldukça değişken doğruluk oranları riski söz konusudur.
Köpeklerin bu yeteneği, elektronik burun teknolojisi üzerine olan AR-GE faaliyetlerini yoğunlaştırıyor. Bilim insanları köpeklerin koku profilini taklit eden cihazlar geliştirmeye çalışsa da henüz köpeklerin duyarlılığına ulaşabilen bir teknoloji söz konusu olmadı. Bu noktada köpeklerin hastalık teşhisi konusundaki rolü önümüzdeki yıllarda da kritik olabilir. Özellikle erken teşhisin hayat kurtardığı kanser türlerinde köpekler tarafından yapılan ön taramalar tedavi şansını artırabilir.
- AKADEMİK DERGİ Williams, H., & Pembroke, A. (1989). SNIFFER DOGS IN THE MELANOMA CLINIC? The Lancet, 333(8640), 734. [Makale Bağlantısı]
- AKADEMİK DERGİ McCulloch, M., Jezierski, T., Broffman, M., Hubbard, A., Turner, K., & Janecki, T. (2006). Diagnostic accuracy of canine scent detection in Early- and Late-Stage lung and breast cancers. Integrative Cancer Therapies, 5(1), 30–39. [Makale Bağlantısı]
- ONLİNE HABER BBC News Türkçe. (2011, February 1). Kansere köpek burnuyla teşhis. BBC News Türkçe. (Dipnot: Köpeklerin hastalık teşhisi) [Makale Bağlantısı]
- AKADEMİK DERGİ Cornu, J., Cancel-Tassin, G., Ondet, V., Girardet, C., & Cussenot, O. (2010). Olfactory detection of prostate cancer by dogs sniffing urine: A step forward in early diagnosis. European Urology, 59(2), 197–201. [Makale Bağlantısı]
APA 7: Önsel, M. K., Açıkgöz, E. D., & Axology Journal. (2025, February 6). Köpeklerin Hastalık Teşhisi – Gerçek mi? PerEXP Teamworks. [Makale Bağlantısı]
Dergiyi görüntüle!