APA 7: Çarıkçıoğlu, A. E. (2023, June 4). İbn-i Sina. PerEXP Teamworks. [Article Link]
Katkıları
İbni Sina, tam adıyla Ebu Ali el-Hüseyin bin Abdullah bin Ali bin Sînâ 980 yılında günümüz Özbekistan topraklarından Buhara, İran’da dünyaya gelmiştir. 1037 senesindeyse Hamadan, İran’da yaşamını yitirmiştir. İbni Sina Müslüman bir doktordur. Aynı zamanda Orta Çağ İslam dünyasının filozof-bilim insanlarının en ünlüsü ve etkilisi olarak kabul görmektedir. Özellikle Aristotelesçi felsefe ve tıp alanlarına yaptığı katkılarla dikkat çekmiştir. Geniş bir felsefi ve bilimsel ansiklopedi olan “Kitabü’ş Şifa (Şifa Kitabı)” ve tıp tarihinin en ünlü kitapları arasında yer alan “El-Kanun fi’t-Tıb (Tıp Prensipleri)” isimli eserlerin yazarıdır.
İbni Sina, temelsiz bir İslami entelektüel aşamaya girmedi. Müslüman yazar İbnü’l-Mukaffa’nın -veya muhtemelen oğlunun- İbni Sina’dan iki asır öncesinde Aristoteles mantığını İslam dünyasına tanıttığına inanılıyor. İlk İslami Peripatetik/Gezgin (Aristotelesçi) filozof olan El-Kindi ve İbni Sina’nın Aristoteles’in metafiziğini kitabından öğreneceği Türk bilge Farabi, İbni Sina’nın öncüleridir. Ancak bu aydınlardan İbni Sina, açık ara en büyüğü olarak nitelendirilmektedir. [1]
Yaşamı ve eğitimi
İbni Sina, hayatı hakkındaki kişisel anlatımında ve uzun süre öğrencisi olmuş El-Cüzcani’nin kayıtlarında bildirildiği üzere 10 yaşına kadar Kuran’ın tamamını okumuş ve ezberlemiştir. Öğretmeni Natili, devrin parlak gençlerini temel mantık konusunda eğitmiştir. Kısa süre sonra öğretmenini geride bırakan İbni Sina, Helenistik yazarları kendi başına incelemeye başlamıştır. 16 yaşına gelindiğinde “Kolaylıkla” usta olabileceğini iddia ettiği bir alan olan tıbba yönelmiştir. Buhara sultanı, saray doktorlarını şaşkına çeviren bir rahatsızlığa yakalandığında İbni Sina başucuna çağrılmış ve onu iyileştirmiştir. Sultan, İbni Sina’yı gerçek bir bilim ve felsefe bereketiyle tanıştıran kadersel bir yardımseverlikle Samani Sarayı’nın meşhur kütüphanesini kendisine açmıştır.
İbni Sina, olağanüstü yazarlık kariyerine 21 yaşında başlamıştır. Günümüze kadar ulaşabilmiş yaklaşık 240 makale onun adını taşımaktadır. Bu makaleler; matematik, geometri, astronomi, fizik, metafizik, filoloji, müzik ve şiir dahil olmak üzere çok sayıda alanı içermektedir. Döneminin kendine özgü siyasi ve dini çekişmesine kapılan İbni Sina’nın bursuna kendisinin hareket hâlinde bulunması zorunlu olduğundan tartışmasız bir şekilde engel uygulanmıştır. Nihayet İbni Sina, İsfahan’da, İbni Kakûye’nin himayesinde aradığı durağanlığı ve güvenliği bulmuştur. İbni Sina’nın herhangi bir sakin gün geçirdiği söylenebilirse bu günler onun İsfahan’da geçirdiği süre boyunca yaşanmıştır. Kendisi burada siyasi gerilimden uzaklaşmış ve her cuma çevresindeki âlimlerle gerçekleştirdiği toplantılarla yani kendi isteğiyle tartışarak politikadan uzaklaşmıştır. Bu bereketli iklimde İbni Sina, Kitabü’ş Şifa’yı tamamlamış, “Danişname-i Alai (İlim Kitabı)” ile “Kitabü’l-Necat”ı (Kurtuluş Kitabı) yazmış ve yeni, daha isabetli astronomik tablolar derlemiştir. [2]
İbni Sina, İbni Kakûye’nin yanında iken kalın bağırsak iltihaplanmasına yakalanmıştır. Kendi kendine uygulamış olduğu sekiz kereviz tohumu lavmanının (Kalınbağırsağı, anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama) kahramanca ölçüsünü kullanarak bir günde iyileşmiştir. Bununla birlikte bir görevli, İbni Sina’nın kendisi için oluşturduğu hazır ilaçlardan iki yerine beş ölçü aktif bileşen içerecek şekilde yanlışlıkla veya kasıtlı olarak değiştirmiştir. Bu nedenle bağırsaklarında ülser baş göstermiştir. Ardından bir köle, ilacına gizlice bir avuç dolusu “Mithridate (Pontus kralı VI. Mithridatis’e atfedilen, hafif bir afyon ilacı)” ekleyerek İbni Sina’yı zehirlemeye çalışmıştır. İbni Sina zayıflamıştır; ama yorulmamıştır. İbni Kakûye’ye Hamadan’a yürüyüşünde eşlik etmiştir. Daha kötü bir sancıya yakalanması sebebiyle yarı yolda dönmüş, civarındaki yerleşim yerlerinden birinde dinlenmek zorunda kalmış ve mübarek Ramazan ayında hayatını kaybetmiştir. [3]
İbn-i Sina etkisi
1919-20’de İngiliz oryantalist (Doğu bilimci) ve İran tarihçiliğinde bir otorite olarak kabul gören Edward G. Browne, “İbni Sina’nın doktordan daha iyi bir filozof, El-Razi’ninse filozoftan daha iyi bir doktor olduğunu” yazmıştır. Bu çıkarım, o zamandan beri sık sık tekrarlanmaktadır. Fakat 900 yıl sonra verilen karar şu soruyu akıllara getirmektedir: “Daha iyi” olup olmamakla ilgili bir değerlendirme hangi çağın koşullarına göre yapılmalıdır? Günümüzde bu bilginlerin felsefi ve bilimsel görüşlerini anlaşılır kılmak için birkaç noktaya daha değinmek gerekmektedir. Onların öncüsü olduğu kültür, Müslüman dünyasının (Ümmet) İslam emirleri üzerine inşa edilen Abbasî Halifeliği saltanatını meydana getirmiştir. Bu nedenle inançları, 20. yüzyıl Batısı’ndan ve Helenistik atalarınınkinden uzaktı. Dünya görüşleri, grekoromen dünyasının bildiği bir bakış açısı olan antroposentrik (İnsanlar merkezli) yerine teosentrikti (Tanrı merkezli). Evren anlayışları doğal, doğaüstü ve doğaüstü alemlerin birliğiydi. Bu bilginlerin dünya görüşleri, Grekoromen dünyasının tanıdığı bir bakış açısı olan “Antroposentrik (İnsanlar merkezli)” değil, “Teosentrik”ti (Tanrı merkezli). Evren anlayışları doğal, metafiziksel ve doğaüstü alemleri kapsamaktaydı. [4]
İbni Sina’nın evren anlayışı, Tanrı’yı “Yaradan” olarak merkezileştirmiştir. Ona göre Tanrı “İlk neden”dir, onun deyimiyle “10 zeka”yı yayan ve değişmez özüyle varlığı bu zekalar üzerinde hüküm süren, zorunlu varlıktır. “İlk zeka”, Kuran’dan otorite türeten, sembolik bir nitelik olan, ilahî ışığıyla insanlara iletilen “Etkin zeka”ya indirgenmiştir.
İbni Sina’nın Aristoteles hakkındaki yorumları Avrupa Skolastisizmini etkilemiştir. İbni Sina, Aristoteles’in varlık anlayışını derinleştirmiştir ve kendisi varlığı “Zorunlu varlık” ve “Tüzel varlık” şeklinde ikiye ayırmıştır. İbni Sina, Aristoteles’in form ve madde kavramlarını benimsemiş ve bir nesnenin gerçek varlık kazanabilmesi için hem formun hem de maddenin bir arada olması gerektiğini savunmuştur. İbni Sina, Aristoteles’in potansiyel (Form) ve gerçeklik kavramlarını kabul etmiş ve bir şeyin hem potansiyel olarak hem de gerçekten var olduğunu ifade etmiştir. İbni Sina, Aristoteles’in hareket üzerine olan düşüncelerini benimsemiş ve hareketin birinci nedeninin bir ilke olduğunu savunmuştur. Hareketin varoluşunun bir gereklilik olduğunu ifade etmiştir. “Nerede hareket, orada bereket.”.
İbni Sina, felsefenin yanında bilimde de bir rehber olarak görülmüştür. Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah ve Gazneli Mahmut başta olmak üzere birkaç hükümdarın doktoru olmuştur. Tıp öğretisi uzun bir zaman dilimi boyunca alanında esas alınan bir çalışma olmuştur. Büyük felsefe ansiklopedisi olan “Kitabü’ş Şifa” ile tanınmaktadır. Diğer yazıları arasında “Kitabü’l-Necat” ve “İşarat ve’l-Tembihat (Yönergeler ve Açıklamalar Kitabı)” bulunmaktadır. [5]
İbni Sina’nın bilim özelinde en büyük katkılarından biri tıp alanındadır. “El-Kanun fi’t-Tıb” (Tıp Kanunu) adlı eseri, Orta Çağ Avrupası’nda da büyük bir etki yaratmıştır. Bu eserde anatomi, fizyoloji, farmakoloji (İlaç bilimi), teşhis ve tedavi yöntemleri gibi tıbbi konular ele alınmıştır. Ayrıca İbni Sina, menenjit (Beyin zarı iltihaplanması) ve diyabet (Şeker hastalığı) gibi birçok hastalığın tanımlanması ve tedavisi konusunda özgün fikirler ortaya koymuştur.
İbni Sina öğrenme sürecinde deneyim ve uygulamanın önemini vurgulamış ve öğrenmeyi sadece bilgi aktarımıyla sınırlı görmemiştir. Eğitimde disiplinler arası bir yaklaşım benimsemiş, bireyin gelişimini bütünsel bir şekilde ele almıştır.
İbni Sina’nın bütün bu mirasları hem İslam hem de Batı dünyasında kalıcı yer etmiş ve günümüzde bile önemini koruyan bir zenginlik olmuştur. Eserleri, bilim, felsefe ve kültürün gelişimine katkı sağlamış, insanlığa derin bir düşünsel ve bilimsel hazine bırakmıştır. [6]
Kaynaklar
- DICTIONARY ENTRY Flannery, M. (2023, May 2). Avicenna. Encyclopedia Britannica. [Britannica]
- DICTIONARY ENTRY Britannica, T. Editors of Encyclopaedia (2021, July 24). Avicenna summary. Encyclopedia Britannica. [Britannica]
- WEBSITE Alper, Ö. M., Durusoy, A., Terzioğlu, A., Turabi, A. H., Karlığa, H. B., & Görgün, T. (1999). İBN SÎNÂ. TDV İslâm Ansiklopedisi. [TDV İslâm Ansiklopedisi]
- BOOK Bearman, P., Bianquis, T., Bosworth, E., Van Donzel, E. J., & Heinrichs, W. (2009). The Encyclopaedia of Islam. Brill.
- BOOK Sina, İ. (2022). Metafizik. Litera Yayıncılık.
- JOURNAL Amr, S. S., & Tbakhi, A. (2007). Ibn Sina (Avicenna): The Prince Of Physicians. Annals of Saudi Medicine. [PMC free article] [Annals of Saudi Medicine]