Follow
Abonelik Formu

Bazal Ganglia

Her gün yürürken, koşarken, dokunurken, eşya kaldırırken birçok istemli hareket gerçekleştiriyoruz. Sadece bunu değil aynı zamanda istemsiz birçok motor hareketini de önlüyoruz. Bazal ganglia istemli hareketlerin yapılmasında ve sürdürülmesinde büyük rol oynarken aynı zamanda istemsiz birçok hareketi de önlüyor. Bazal ganglia hakkında daha fazla bilgi için hemen tıkla!

Bazal ganglia, bazal ganglianın konumu ve bazal ganglianın işlevleri

Bazal gangliadaki (Bazal ganglionlar) bazal kelimesi beynin tabanına yakın bir yerde bulunmasını ifade ederken ganglion kelimesi ise tipik olarak periferik (Çevresel) sinir sistemindeki nöronları belirtmek için kullanılır. Bu yüzden santral (Merkezi) sinir sisteminde yer alan bazal gangliyonlardaki “Ganglion” kelimesi modern nörobilim anlayışına göre yanlış bir adlandırmadır. Bu noktada çekirdek kelimesi beyindeki nöron kümelerini adlandırmak için kullanıldığından bazal ganglionlar için çekirdek ifadesi daha doğru bir ifade şekli olacaktır (Bazal çekirdekler). Bazal gangliyonlar serebral hemisferin (Beyin yarım küreleri) derinliklerinde, ön beynin tabanında ve orta beynin üstünde bulunan subkortikal bir grup yapıyı (Çekirdekler) temsil eder. Dolayısıyla bazal ganglionlar beynin derinliklerinde olduğu için ancak ve ancak beynin detaylı bir incelemesinin yapılmasının ardından fiziksel olarak görülebilir. Beynin her iki yarımküresinde de bazal ganglia çekirdekleri bulunur.

Bazal ganglianın beyindeki konumu

Bazal ganglionlar, kortikal aktivasyonu modüle ve rafine eden bir mekanizma olup serebral kortekse geri besleme sistemi sunan bir yapıdır. (Motor planlama ve modülasyonu) Genel anlamda aktif bir şekilde molada bulunan motor hareket mekanizmalarının istenmeyen motor hareketleri çıkarabilmesine karşılık önleyici bir filtre oluşturarak aldığı girdileri talamusa iletir ve buradan da serebral kortekse gider. (İstemli motor aktiviteyi kontrol eden nöronal ağlar içindedir.) Bu noktada bazal ganglionların temel işlevi serebral kortekse giden uyarıcı girdilerin azaltılması üzerindedir. (İstenmeyen hareketlerin önlenmesi) Bazal ganglionlar her ne kadar istenmeyen hareketleri engellese de işlevleri daha çok hareketlerin başlatılması ve sürdürülmesi ile alakalıdır. Bazal gangliyonların işlevi ve yaptığı bağlantılardan ötürü mekanizması henüz tam anlamıyla anlaşılamamıştır.

Genel kanı bazal ganglionların istenen hareketleri kolaylaştırmak ve istenmeyen veya rekabet halinde olan hareketleri de inhibe edici işleve sahip olduğunu öne sürer. Örneğin kişinin eline bir şişe almak için kolun uzatılma eylemini düşünelim. Kolun uzatıldığı anda ilgili bölgedeki kaslar çalışırken diğer kasların hareket etmemesi aslında beynin birçok kas fonksiyonunu sürekli inhibe etmesinden kaynaklanır. Bu tür bir hareketin gerçekleştirilmesi için beynin yapmak istediğimiz faaliyet için ilgili bölgedeki kasların inhibisyonun serbest bırakıldığı varsayılmaktadır. Bu noktada beyin, bir hareket için az aktivite harcamış gibi görünse de istenmeyen pek çok motor hareketini inhibe eder. Şişeye uzanırken elimizin kavrayıcı olması değil de direkt vurur gibi ilerlememesinin sebebini bazal ganglianın gelen girdileri modüle etmesine ve rafine etmesine bağlamak mümkündür. Hareketler söz konusu olduğu zaman bazal gangliyonlar temel olarak iki noktada etkindir. Bunlar: Hareket etmek (Direkt yol mekanizması) ve hareket etmemektir (İndirekt yol mekanizması).

Direkt (Doğrudan) yol mekanizması: Hareket etmek istemli hareketlere dayanır. Yani motor korteksten gelen “Kolunu kaldır, başını hareket ettir” gibi komutların uygulanmasına bazal ganglionların yardımcı olduğu taraftır. İstemli hareketlerden sorumlu olan mekanizmaya direkt yol denir.

İndirekt (Dolaylı) yol mekanizması: Bazal ganglionların yardımcı olduğu bu mekanizmada ise istemsiz motor hareketlerinin inhibisyonu sağlanır. Örneğin dinlenme halinde olan vücutta kasların hareket etmesi istenmez ve bazal ganglionlar ise istenmeyen bu kas hareketlerini engeller. İstemsiz kas hareketlerinin engellendiği bu mekanizmaya ise indirekt yol denir.

NOT: Direkt ve indirekt yol mekanizmalarına “Bazal ganglianın anatomisi” başlığında değinilmektedir.

Bazal gangliyonlar sinir ileti maddeleri kullanırlar: Dopamin (Ödül sistemi), GABA (Genellikle inhibe amacı ile), asetilkolin (Çizgili kasların uyarılması ve kasılması) ve glutamat (Sinirsel aktivasyon etmek amacı ile) şeklinde önde gelenler sıralanabilir. Bu hormonlar bazal ganglianın işlevlerine dair önemli bilgi sağlayıcılarıdır. Bunun yanında bazal ganglionlar bilişsel ve duygusal tepkileri modüle etmede rol oynar. Bunu bağlı olduğu nöronal ağdan anlamak mümkündür. Bilişsel modüle etme görevini incelemek gerekirse putamen yoluyla motor ve somatosensoriyel kortekslerden girdiler alır ve bunu motor alanlara geri yansıtır. Bazal gangliaya dahil olan kaudat çekirdek kortikal ilişki bölgelerinden girdi alır ve preforontal kortekse projekte eder. Duygusal modüle etme görevine de değinecek olursak ventral striatumdan girdi almasıyla da limbik sistemden gelen girdiler alır. Bu şekilde de limbik sistemin işlevleri ile ilişkili hale gelmiş olur. (Duygu ve davranışların düzenlenmesi, hafıza vb. gibi işlevler)

Bazal ganglion açık olarak etkisinin bulunduğu ve üzerine söz sahibi olduğu işlevlerden şu şekilde özetlemek mümkündür: Hareket yollarının planlanması ve modülasyonu, ödül işleme ve motivasyon, karar verme, işleyen hafıza, göz hareketleri gibi işlevler üzerinde söz sahibidir.

Bazal ganglianın anatomisi

Bazal gangliyonlar serebral korteks , talamus ve beyin sapı ile güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Bu şekilde gelen girdileri rafine ve modüle edip girdileri uygun bölgeye projekte eder. Bunu ise çekirdek yapıları ile gerçekleştirirler. Bazal ganglionlar farklı görevlere sahip çekirdek yapılarından oluşmuştur. Genel olarak 3 çekirdek bölgesi şeklinde kategorize edilebilirler.

Giriş çekirdekleri: Bu çekirdekler başta kortikal yapılardan, talamik yapılardan ve nigral yapılardan olmak üzere farklı kaynaklardan gelen girdileri alan yapılardır. Kaudat çekirdek (CN), putamen (Put) ve accumbens çekirdeği (Acb) de dahil olmak üzere bu çekirdeklerin hepsi girdi çekirdeği olarak kabul edilir. (Striatum ya da adı verilen yapı giriş çekirdeklerinin tümüne verilen addır.)

Çıkış çekirdekleri: Talamusa bazal gangliondan gelen girdileri sağlamak için girdi gönderen yapılardır. Globus pallidusun iç kısmı (GPi), Substantia nigra’nın pars retikulata bölümü (SNr) (Substantia nigra: Kara madde) çıkış çekirdekleri olarak kabul edilir.

İçsel çekirdekler: Giriş ve çıkış çekirdekleri arasında yer alır. Kortikal ve talamik efferent (Götürücü) bilgiyi bazal ganglionlarda daha fazla işler. Globus pallidusun dış kısmı (GPe), Subtalamik çekirdek (STN) ve Substantia nigra’nın pars kompakta bölümü (SNc) (Substantia nigra: Kara madde) içsel çekirdekler olarak kabul edilir.

Bazal ganglia yapıları (Bazal çekirdekler)
Bazal ganglia yapılarıİşlevleri
Kaudat çekirdek (CN)C şeklinde olan kaudat çekirdekler (Her iki yarımkürede de bulunan) spesifik olarak uzamsal konum ile ilgili duyusal bilgiyi bütünleştirmekte önemli bir role sahiptir. Bunun yanında vücudun, organların duruşuna ve yönlendirilmiş hareketlerin hızına aynı zamanda doğruluğuna katkıda bulunan bir yapıdır. Fonksiyonu bunlarla sınırlı değildir: Bellek, hedef takibi, öğrenme, dil işleme, duygular üzerinde de çeşitli rolleri mevcuttur. (Striatum bölgesinde yer alırlar)
Putamen (Put)Büyük ve yuvarlak bir şekle sahip olan putamen çekirdekler (Her iki yarımkürede de bulunan) motor işlevleri düzenlemek ve öğrenme türlerinde etki oluşturmaktır. Bu işlevleri yerine getirmek için dopamin hormonunu kullanır. (Striatum bölgesinde yer alırlar)
Accumbens çekirdeği (Acb)Accumbens çekirdekleri (Her iki yarımkürede de bulunan) spesifik olarak beynin ödül mekanizmasında rol sahibidir. Herhangi bir ödüllendirici faaliyet yapıldığında (Yemek yemek, uyuşturucu, cinsel ilişki) ventral tegmental alan (VTA) bölgesindeki dopamin nöronları aktive olur. Bu nöronlar ise accumbens çekirdeğine ve olfaktör tüberküle yansır. Bu durum ise dopamin seviyelerinde artış meydana getirir. (Striatum bölgesinde yer alırlar)
Globus pallidus (GP)Medüller laimina ile iki segmentte ele alınır: Globus pallidusun iç segmenti (GPi) ve Globus pallidusun dış segmenti (GPe). Her iki segment de GABAerjik (inhibe edici) nöronlara sahiptir ve bu yüzden engelleyici özelliği ile öne çıkmaktadır. Doğrudan (Direkt) ve dolaylı (İndirekt) yollar ile striatumdan sinyal alır. Substantia innominata ve hipotalamus ile yakından ilişkili olan bu yapı sağlıklı ve kesin motor hareketler oluşturmak için sürekli olarak hareketin hassas bir şekilde düzenlenmesinde yer alır. Serebellumun uyarıcı hareketini dengeleyen ve öncelikli olarak engelleyici bir yapıya sahiptir.
Substantia nigra (SN)Kara madde olarak bilinen bu çekirdekler iki kısımda değerlendirilir: Substantia nigra’nın pars retikulata bölümü (SNr) ve Substantia nigra’nın pars kompakta bölümü (SNc) bölümü. SNr-GPi kompleksi talamusu inhibe edici bir etkiye sahip olan birleşimdir. SNc kısmı ise striatal yolda dengenin korunması ve işlevin yerine getirilmesi için büyük rolü bulunan dopamin nörotransmitterini üretir.
Subtalamik çekirdek (STN)Her ne kadar bazal ganglionların anatomik bir parçası olmasa da işlevsel bağlantılar söz konusu olduğunda bazal çekirdeklerden birisi olarak listenirler. Subtalamik çekirdekler (Luys cisimler) uyarıcı glutamaterjik projeksiyon nöronlarından oluşur. Bu nöron grupları GABAerjik nöronların aksine nöronları aktive eder. Serebral korteksden motor, bilişsel ve limbik girdi alır. İşlevleri henüz tam anlamıyla belirlenemeyen subtalamik çekirdeklerin planlanmış motor programını modüle etmek için hiperdirekt (STN ile serebral korteks arasında ayrıca olan yol) yolda olan rolünün fazlasıyla önemli olduğu öne sürülmüştür.
Bazal ganglia yapıları ve işlevleri

Kortikal ve talamik efferent olarak gelen girdi bazal ganglionlarda daha fazla işlenmek üzere striatuma gönderilir (Striatum: CN, Put ve Acb). İçsel çekirdeklerde işlenen bilgi çıkış çekirdekleri (GPi ve SNr) yoluyla esas olarak talamusun ventral çekirdeklerine yansır. Buradan ise serebral kortekse (Esas olarak ön lob) geri döner. Bunun yanında bazal ganglionların fonksiyonuna uygun bir şekilde işleyişi için dopamin salınımında bir disfonsiyon da olmamalıdır.

Bazal ganglia ve iletişim yolları

Bazal ganglionlar beynin çeşitli yapılarına yansıyan ve onlarla iletişim kuran belli başlı yollara sahiptir. Hareketler söz konusu olduğu zaman bazal gangliyonlar için iletişim üç ana yol şeklinde ayrılabilir: Direkt/Doğrudan (Uyarıcı) yol, indirekt/dolaylı (İnhibitör) yol ve hiperdirekt (İnhibitör) yol.

Direkt (Doğrudan) yol mekanizması

Hareket etmek istemli hareketlere dayanır. Yani motor korteksten gelen “Kolunu kaldır, başını hareket ettir” gibi komutların uygulanması bazal ganglionların yardımcı olduğu taraftır. İstemli hareketlerden sorumlu olan mekanizmaya direkt yol (Kortiko-striato-pallidal) denir.

Direkt yol bileşenleri: Motor korteks, striatum, globus pallidus iç segment, talamus, substantia nigra, subtalamik çekirdek ve kaslar.

Direkt yol mekanizması: Talamus normalde etkinliği kısıtlanmış halde yani inhibe halde bulunan bir yapıdır. Herhangi bir uyaran onu etkilemediği sürece bu şekilde etkinliğine devam eder. Direkt yolun amacı ise bu inhibe hali ortadan kaldırmak ve talamusun daha aktif olmasıdır. Talamus, motor korteks ile motor korteks ise kaslar ile iletişim haline geçer. Kas hareketleri bu şekilde sağlanır. Herhangi bir hareket için talamusun aktifliği gerekir. Direkt yol ise talamusun aktifliği ile beraber istenen bir hareketin gerçekleşmesini sağlar.

Direkt yol mekanizması
SNr: Substantia nigra’nın pars retikulata bölümü
SNc: Substantia nigra’nın pars kompakta bölümü
GPi: Globus pallidus’un iç segmenti
D1: Dopamin 1 reseptörü
(KenHub)

Direkt yol mekanizması motor korteksin herhangi bir harekete geçme emri ile başlar. Bu emir uygulanmaya başlandığında motor korteksden striatuma uyarıcı bir nöron gider. Bu uyarıcı nöron globus pallidusun iç segmentine giden striatumdaki inhibitör bir nöronla sinaps yapar. Bu olay sonunda striatum uyarılmış olurken striatumdaki inhibitör nöronlar da daha aktif hale gelmiş olur. Bu şekilde globus pallidusun iç segmentini baştaki sürece nazaran daha fazla inhibe ederler. Motor korteksin striatumu uyarması glutamatla beraber gerçekleşir. GABA salınımı ile beraber de striatum globus pallidusun iç segmentini daha çok inhibe etmiş olur. Globus pallidusun iç segmentinin bu noktadaki önemi talamusun etkinliğini azaltan bir işleve sahip olmasıdır. Globus pallidusun iç segmenti striatal nöronlar tarafından inhibe edildiğinde etkinliği azalır. Dolayısıyla talamus eskisi kadar inhibe edilemez. Bu durumda artık talamus daha fazla uyarılabilir ve etkin hale gelebilen bir yapıya sahip olur (Talamusun disinhibisyonu). Motor kortekse uyarıcı mesaj yollayabilir ve bunu yapmasıyla istemli hareketin gerçekleşeceği kaslara uyarıcı mesajlar gönderir. Bu şekilde hareket sağlanmış olur. Direkt yol yalnızca bu yapılarla işlevli olmaz. Arka planda çalışan iki yapı daha mevcuttur: Substantia nigra (Kara/Siyah madde) ve subtalamik çekirdek. Substantia nigrada dopamin nörotransmitterleri (Dopamin nöronları) bulunur. Bu nöronlar Substantia nigradan striatuma gelir ve burada globus pallidusun iç segmentine giden inhibitör nöronlarla sinaps yaparlar. Substantia nigra daha aktif olduğunda sinaps yaptığı bölgeye daha fazla dopamin gönderir. Striatumdaki inhibitör nöronlarda dopamin reseptörleri (D1) bulunur. Substantia nigradaki dopamin, striatumdaki inhibitör nöronlarda bulunan D1 reseptörlerine bağlandığında bu nöronlar uyarılır. Bu durum globus pallidusun iç segmentinde bulunan etkinliği daha da azaltır. Bu talamusun daha fazla aktif olması demektir. Subtalamik çekirdeğin görevi ise substantia nigrayı uyarmaktır. Uyarıcı nöronlar eşliğinde substantia nigraya uyarı mesajları gider. Substantia nigra uyarılınca striatuma daha fazla dopamin nörotransmitteri yollar. Substantia nigra da inhibitör nöronlarla aynı şekilde subtalamik çekirdeğe uyarıcı mesajlar yollayabilir. Bu uyarı inhibitör nöronları olduğu için “Dur!” mesajını içerir. Böyle bir durum gerçekleşmesi dahilinde talamusun etkinliği de artmamış olur. Striatum da globus pallidusun iç segmentini inhibe etmez (Substantia nigra uyarılmadığında kaslar uyarıldığı haline kıyasla çok daha az hareket eder.). Kısacası direkt yolun amacı motor korteksin uyarılıp etkinliğinin artırılmasının yanında kasların daha fazla hareketini sağlamaktır.

İndirekt (Dolaylı) yol mekanizması

İndirekt yolda (Kortiko-striato-dış pallido-subtalamo-iç pallidal) bazal ganglionların yardımcı olduğu bu mekanizmada ise istemsiz motor hareketlerinin inhibisyonu sağlanır. Örneğin dinlenme halinde olan vücutta kasların hareket etmesi istenmez ve bazal ganglionlar ise istenmeyen bu kas hareketlerini engeller. İstemsiz kas hareketlerinin engellendiği bu mekanizmaya ise indirekt yol denir.

İndirekt yol bileşenleri: Motor korteks, striatum, globus pallidus dış segment, globus pallidus iç segment, talamus, substantia nigra ve subtalamik çekirdek.

İndirekt yol mekanizması: Talamus sürekli olarak motor korteksi uyarmak isteyen bir yapıdır. İndirekt yolun amacı ise sürekli oluşan bu uyartıları baskılamak veya belli oranda uyarıları azaltmaktır.

İndirekt yol mekanizması
STN: Subtalamik çekirdek
SNc: Substantia nigra’nın pars kompakta bölümü

GPi: Globus pallidusun iç segmenti
GPe: Globus pallidusun dış segmenti
D2: Dopamin 2 reseptörü
(KenHub)

Talamusu sürekli olarak inhibe eden ve istemsiz motor hareketlerini engelleyen bir yapı vardır: Globus pallidusun iç segmenti. Kısacası talamusun denetimi globus pallidusun iç segmentinin bir işlevidir. istemsiz motor hareketlerinin önlemesi için talamusun etkinliğinin baskılanması gerekir. Bu noktada globus pallidusun iç segmentinin uyarılması ve bunun sonucu olarak talamusun daha fazla baskılanması gerekir. İndirekt yolun ana görevi de globus pallidus aktivitesinin değişken durumlara göre artırılmasıdır. İlk olarak motor korteks glutamat salgılayarak striatumdaki aktiviteyi artırır. Sonuç olarak striatumdaki etkinlik uyarıcı nöronlarla birlikte artmış olur. Striatumdaki inhibitör nöronlarla (GABA) globus pallidusun dış segmentine sinaps yapar. Striatum uyarıldığında inhibitör nöronlar da aynı şekilde uyarılmış olur. Giden inhibitör nöronlar globus pallidusun dış segmentindeki etkinliği azaltırlar. Globus pallidusun dış segmenti de subtalamik çekirdek ile sinaps yapar. Globus pallidusun dış segmentinin etkinliğinin azalması durumunda subtalamik çekirdeğin aktivitesi artar (Normalde globus pallidusun dış segmenti subtalamik çekirdeği inhibe eden bir mekanizmadadır.). Subtalamik çekirdeğin aktivitesinin artması globus pallidusun iç segmentine daha fazla uyarıcı mesajlar yollaması demektir. Bu durumda globus pallidusun iç segmentinin inhibitör nöronları uyarılacağı için talamus üzerinde oluşan baskı artar. Bu da motor korteksle kasların iletişimini azaltır. Tüm bunların yanında talamusun motor korteksle olan iletişimi durumu göre ayarlanabilen yapıdadır (Baskı seviyelerinde değişiklik yapılabilir.). Bu noktada baskıyı ayarlayan ve arka planda çalışan bir yapı vardır: Substantia nigra (Kara/Siyah madde). Subtalamik çekirdek, substantia nigra ile iletişim halindedir. Bu iki yapının iletişimi kasların gerektiğinde daha fazla hareketine izin verir. Subtalamik çekirdek substantia nigraya etkinliğini artırmak amacıyla uyarıcı nöronlar yollar. Substantia nigrada dopamin nöronları mevcuttur. Bu dopamin nöronları ise striatuma geçer ve buradaki uyarıcı nöronlarla iletişime geçer. (Dopamin, uyarıcı nöronların üzerinde bulunan D2 reseptörlerine bağlanır.) Dopamin uyarıcı nöronlardaki aktiviteyi baskılar. Aktiviteleri baskılanan nöronlar inhibitör nöronlarla iletişime geçemediği için globus pallidusun dış segmentini baskılayan herhangi bir etken ortada kalmaz. Dolayısıyla substantia nigranın uyarılması talamustaki baskının azaltılması durumunu tetikler. Bu da motor korteks aktivitesini artırır, sonuç olarak kaslar daha çok hareket eder. Substantia nigra gerektiğinde kendisini tetikleyen subtalamik çekirdeğe gerektiğinde etkinliğini azaltması mesajını verir. Bu da gerektiğinde baskının artırılması demektir. Substantia nigra mevcut duruma göre talamusun aktivitesini etkileyen bir yapıdır. Kısacası indirekt yolun amacı talamusun aktivitesini mevcut duruma göre ayarlanıp istemsiz hareketlerin engellenmesi ve istenilen hareketlerin de sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesidir.

Hiperdirekt yol mekanizması

Hiperdirekt (Kortiko-subtalamo-pallidal) yolun direkt (Doğrudan) ve indirekt (Dolaylı) yola büyük ölçüde katkısı vardır. Hiperdirekt yolun genel olarak amacı seçilen hareketin kolaylaştırılması ve yarış halinde olan hareketlerin engellenmesidir.

Hiperdirekt yol bileşenleri: Motor korteks, globus pallidus dış segment, globus pallidus iç segment, talamus, substantia nigra ve subtalamik çekirdek.

Hiperdirekt yol mekanizması: Direkt (Doğrudan) ve indirekt (Dolaylı) yola göre hiperdirekt yolun işlevleri tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Hiperdirekt yol yapısıyla beraber iletilen sinyal seçilen motor programla ve diğer rakip programlarla ilgili olan talamus ve serebral korteksin geniş alanlarını inhibe eder. Sonrasında doğrudan yoldan geçen başka sonuç sinyallerini engeller ve yalnızca seçilen program serbest bırakılır. Son olarak dolaylı yol yoluyla üçüncü köprü sinyal hedeflerini büyük ölçüde engeller. Bu sırada diğer yarışan diğer programlar iptal edilir.

Hiperdirekt yol mekanizması
STN: Subtalamik çekirdek

GPi: Globus pallidusun iç segmenti
(KenHub)

Bu yolun diğer yollardan farkı korteks ile subtalamik çekirdek arasında bir nöron ağı olmasıdır. Bu lifler ile striatum atlanarak daha kısa bir iletim süresiyle GPi/SNr yapılarına güçlü uyarıcı sinyaller yollanır. Bu yapıyı daha detaylı anlatmak gerekirse serebral korteksden subtalamik çekirdeğe glutamaterjik girdiler gelir ve bununla GPi/SNr yapıları uyarılır. Bu şekilde talamik aktivite baskılanmış olur ve üst motor nöronlarındaki inhibitör etki artmış olur. Bunun sonucunda ise dolaylı yol ile beraber yalnızca seçilen motor program uygulanır. Diğer motor programlar (Yarışan) iptal edilir. Kısacası hiperdirekt yolun amacı dolaylı yol ile beraber yalnızca seçilen motor programın yürütülmesidir.

Bazal ganglia disfonksiyonu ve tedaviler

Bazal ganglianın işlevleri motor planlama ve modülasyonu ile ilgilidir. Dolayısıyla bazal gangliadaki herhangi bir hasar/atrofi veya inme durumunda istemsiz hareketlerin belli derecelerde meydana gelmesi, istenilen hareketlerin hiç, sorunlu bir şekilde, istenilenden daha fazla genlikte ya da tam anlamıyla gerçekleştirilememesi gibi problemlerle karşılaşılması muhtemeldir. Bazal ganglia birden fazla çekirdekten oluşan bir yapıdır. Dolayısıyla problem gerçekleşen bölgeye karşın sorunlar ortaya çıkar. Bazal ganglia disfonksiyonu durumunda belli başlı hastalıklar -bozukluk durumları- klinik olarak öne çıkmaktadır. Aşağıdaki başlıklarda bu hastalıklar ele alınmaktadır.

Parkinson hastalığı

Parkinson hastalığı bazal ganglionların disfoksiyonu durumunda genelde klinik olarak en çok öne çıkan hastalığı olarak bilinmektedir. Titreme, tutukluk, denge kaybı, koordinasyon bozuklukları, istenmeyen ve kontrol edilemeyen hareketler, konuşma bozuklukları, yürüme güçlüğü gibi semptomlarıyla bilinir. Nedenleri tam anlamıyla bilinmemektedir (Çeşitli toksinler ve gen mutasyonlarından kaynaklandığı düşünülmektedir.). Bu hastalık SNc (Substantia nigra’nın pars kompakta bölümü) dopaminerjik nöronlarının nörodejenerasyonu sonucunda ortaya çıkar. Dopaminerjik girdinin azalmasıyla istemsiz hareketlerin baskılanması noktasında problemler açığa çıkar. Bu problemler sonucunda parkinson hastalığı açığa çıkar. Parkinson hastalığının tedavisi için dopamin öncüsü olan Levodopa (L-Dopa) amino asidi verilerek dopamin üretilmesi sağlanır. Bu noktada eksik olan hormonun yerine koyulması sağlanarak replasman tedavisi uygulanılmış olunur.

Parkinson hastalığındaki titreme semptomunu resmeden görsel

Huntington hastalığı

Huntington hastalığı, hareketlerin aşırı olarak gözlemlendiği (Hiperkinetik) bir hareket bozukluğudur. Hatalığın seyri boyunca değişen semptomlara sahiptir: Hafıza kaybı, konsatre olmada güçlük, uzuvların istemsiz bir şekilde titremesi ve kıpır kıpır hareket etmesi, ruh hali ve kişilik değişimleri, depresyon vb. (Bilişsel dejenerasyon ve psikiyatrik işlev bozuklukları) Nedeni kromozomlarda meydana gelen ve gen tekrarından (CAG geni tekrarı) kaynaklanan kalıtsal bir bozukluktur. Bu durum kaudat çekirdekte ve putamende nöron ölümüne yol açar ve huntington geni anormal bir uzama meydana getirir. Bu artışla dolaylı yol kesintiye uğrar ve hiperkinetik bir bozukluk durumuna yol açar. Huntington hastalığını bitirebilen veya hastalığın seyrini değiştirebilen herhangi bir tedavi bulunmamaktadır. Yalnızca belli başlı hastalık semptomlarını azaltan ilaç tedavileri mevcuttur.

Hemiballizm (Hemiballismus)

Hemiballizm, ipsilateral (Aynı tarafta bulunan) kol ve bacağın hiperkinetik, istemsiz ve kuvvetli hareketlerini tanımlamak için kullanılır. Semptomları genel olarak istemsiz, sarsıntılı ve büyük genlikli hareketler ile öne çıkmaktadır. Nedeni genel olarak kontralateral subtalamik çekirdeklerdeki (STN) lezyon oluşumundan kaynaklanır. Subtalamik çekirdek dolaylı yol elemanı olduğundan ötürü bir lezyon oluşumu durumunda sinyal azalması veya sinyalin hiç gitmemesi durumu söz konusudur. Dolaylı yolun sinyali azaldığından ötürü doğrudan yolda göreceli (Kişiye bağlı) olarak mekan olarak aşırı aktivite ortaya çıkar. Dopamin azaltıcılar ve dopamin antagonistleri (Reseptöre dopamin yerine başka nörotransmitterin geçmesi ve doğal olarak dopamin etkisinin ortaya çıkmaması) tedavilerin temelini oluşturmaktadır (İlaç tedavisi). Ağır vaka durumlarında derin beyin stimülasyonu (DBS) veya pallidotomi (Globus pallidusun işlev bozukluğu olan bölgesinin tahrip edilmesidir, bu şekilde titreme gibi durumlar ortadan kaldırılır.) gibi tedavi seçenekleri tercih edilebilir.

Tourette (Turette) sendromu

Tourette sendromu, “Tik” olarak adlandırılan insanların tekrar tekrar yaptığı ani seğirmeler, hareketler veya seslerdir. Tiklere sahip kişiler bunu istemsiz olarak yapmakta ve bunu engelleyememektedir. Bu bozukluğun nörolojik olarak bazal gangliondan kaynaklandığı bilinmektedir. Çoğunlukla diğer bozukluklarla beraber ortaya çıkar: Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), anksiyete vb. Kesin olarak nedenleri bilinmemektedir. Tourette sendromu olan kişiler genelde hayatına çok fazla müdahil olan tiklere sahip olmadıklarından ötürü herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymamaktır. Söz konusu kişinin kendisine zarar verici davranışlar olmasıysa ilaç tedavisi ve davranışçı tedavi gibi seçenekler mevcuttur. İlaç tedavisinde tourette sendromu için özel bir ilaç bulunmamaktadır, mevcut ilaçlar tikleri ortadan kaldırmaz. Burada amaç kişiye günlük yaşamında yardımcı olmaktır. Bir diğer tedavi türü terapide ise “Alışkanlığı tersine çevirme” ve “Tikler için kapsamlı davranışsal müdahale” davranışçı tedavi yöntemleri uygulanır.

Seğirme davranışı tourette sendromuna bir örnektir

NOT: Hastalık durumları ve tedavi yöntemleri yalnızca bunlarla sınırlı değildir. Bazal ganglianın problemli olan spesifik bölgesine göre hastalık semptomları ve tedavi yöntemleri/biçimleri değişmektedir. Bu başlıklarda ele alınanlar yalnızca klinik olarak öne çıkan hastalıklardır.7

Kaynaklar

Bu eserin kullanım hakları ve dağıtımı PerEXP Teamworks’e aittir.

Yorum Yap

Related Posts
Total
0
Share